Hewsel bahçelerindeyim
Etrafım sarılmış
Yarama toprak karışmış
Bir yanımda surlar bir yanımdan Dicle akar akar
Uykusuzum susadım
Kaç gündür yerdeyim
Kuşatmanın sebebiyim
Uzakdan, bir çocuk ağlar ağlar

Ateşler içindeyim, dalıp dalıp giderim
Çocukluğumda bir yerlerdeyim
Patlak bir futbol topunun peşindeyim
Peşimde koşuyorlar beni kovalıyorlar
Yakalasalar parçalıyacaklar
Sokaklardan koşuyorum, koşuyorum
Durmadan koşuyorum
Kan ter içinde nefes nefeseyim
Dizlerim, dirseğim, gömleğim paramparça
Sonra... Bir çeşmeden kana kana içiyorum
Akşam oluyor, hava kararıyor
Uzakdan annemin telaşlı sesini duyuyorum
Babamı, duvardaki solmuş resminden tanıyorum
Acıktım annem... Annem beni çağırıyor.
Hava karardı artık gitmeliyim. Eve dönmeliyim.
Annem, annem beni çağırıyor.

Hewsel bahçesi solmasın
Dicle kurumasın aksın
Annem bana ağlamasın
Bir gün döneceğim

Hewsel bahçelerindeyim
Projektörler geceyi tarıyor.
Kıl payı yanımdan geçiyor.
Etrafım daraldıkça daralıyor
Ateşler içindeyim
Yaram kanıyor, gözlerim yanıyor.

Birden seni ilk gördüğüm yerde
Kahverengi gözlerindeyim.
Azmı koştum peşinden,
Hemde sana belli etmeden,
Ilk heyecanım, ilk dokunuşum.
İlk gözaltım.

Yıllar böyle geldi geçti.
Peşimdeydiler, şehir daralıyordu.
Dağlar beni çağırıyordu.
Ve ayrıldığımız gece...
Aynı köşe başında, aynı apartman girişindeyim.
Ne anlatabildim, ne sarılabildim.
Nede öpebildim.
Sımsıkı tuttuğum elinin sızlayışı var hala elimde...

Hewsel bahçelerindeyim
Çemberi yarsam sendeyim
Karardıkça gözlerim sanki göğsünün
Sanki göğsünün içindeyim

Hewsel bahçesi solmasın
Dicle kurumasın aksın
Yar bana ağlamasın
Bir gün döneceğim

Hewsel bahçelerindeyim
Daraldıkça daralırım
Yaprağa bulaşmış kanım
Ne yana dönsem hedefteyim
Dilim damağım kurumuş, çatlamış dudaklarım.
Dicle iki adım.
Kalksam, kana kana içeceğim
Kalksam, Dicleyi geçeceğim.
Kalksam, çocukluğuma döneceğim
Kalksam sana geleceğim
Kalksam, Öleceğim!

Kırklar dağı yanıyor
On gözlü köprü ağlıyor
Bahçelerimiz tarumar
Bu nasıl bir terkedilmişlik? Bu nasıl yanlızlık
Şehir kendi derdine düşmüş
Onun içinmi, onun içinmi surlar hala susuyor?

Demek, buraya kadarmış Artık gücüm kalmadı.
Su yaz gecesinde. Su yıldızların altında...
Buram buram toprak kokusu geliyor soludukça
Acı duymuyorum artık.
Surların öbür yanından kalbinin atışını duyuyorum sadece

Etrafım sarıldıkça sarılıyor
Zamanım daraldıkça daralıyor.
Gözlerim karardıkça kararıyor.
Birazdan üzerime atılacaklar.
Birazdan beni parçalayacaklar
Birazdan bütün bunlar bitecek
Gece... bastıkça basıyor.
Artık gitmeliyim eve dönmeliyim
Ölüm... Buz gibi enseme dayanıyor.
Kollarını bana uzatmış annem...
Annem beni çağırıyor

Hewsel bahçesi solmasın
Dicle kurumasın aksın
Annem bana ağlamasın
Bir gün döneceğim

Birgün döneceğim!
Birgün döneceğim!
Bir yaz gecesi, başını yasladığın pencere kenarından
Dalıp dalıp giden gözlerine dolarak döneceğim.
Sevgililerin dokunuşunda,
Çocukların kaygısızca oyunlarında,
Korkunun ve açlığın yenildiği sokaklardan döneceğim.
Annelerin dinen acısında.
El ele tutuşan şarkıların cesurca
Çınladığı yemyeşil ovalardan döneceğim

Hewsel bahçelerinden Dicleye doğru
Bakan bir özgürlük anıtının önüne
Koyduğum çiçeklerle, çiçeklerle, çiçeklerle döneceğim

Hewsel bahçesi solmasın
Dicle kurumasın aksın
Yar bana ağlamasın
Bir gün döneceğim