Tuşlu bir enstrüman olan piyanoda ses teller yardımıyla elde edilir. Genel olarak klasik ve caz müzikte kullanılan piyano oldukça pahalı bir çalgı türüdür. Ancak buna rağmen dünya çapında en yaygın kullanılan müzik aletlerinden biridir. Üzerinde 88 adet tuş bulunur. Bu tuşların 52 tanesi beyaz, 36 tanesi siyah renktedir. Dünya geneline bakıldığında, piyano için yapılan bestelerin sayısının bir hayli fazla olduğunu görmekteyiz.

Piyano klasik ve caz müziğin en temel çalgılarındandır. Solo performanslar, bestecilik gibi alanlar için oldukça doğru bir tercihtir. Taşınabilir bir enstrüman olmadığı ve fiyat bakımından pahalı olduğu için pek çok yerde görmek mümkün değildir. Ama bunlara rağmen de çok yönlü ve en yaygın olarak kullanılan bir müzik aletidir. Çok eski zamanlardan beri çeşitlenerek ve gelişerek ilerlemesine devam etmiş; onlarca başarılı piyanistler yetiştirmiştir. Her konuda olduğu gibi piyanoda da gelişmenin sona ereceği düşünülemez.

Piyano için verilen bestelerin sayısı çok fazladır. Bestecilerin en yakın enstrümanı olmuştur. Piyano küçük yaşlardan çalmaya başlanarak öğrenilebilecek bir çalgıdır. Günümüzde de çok küçük yaşlarda eğitimi verilmeye başlanır.

Ünlü piyanistlerden Thaberg; piyano çalmak için çok zarif olunması gerektiğini ve her türlü sert hareketten uzak durulması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca yine Thalberg; piyano çalarken vücudun hareketlerinde belirli bir ölçü olması gerektiğini, elleri büyük bir sakinlikle yönetmek gerektiğini ve çalış esnasında kişinin kendisini dinleyebilmesi gerektiğini savunmuştur.

Piyano Nedir?

-piyano-nedir-696x298.jpg

Piyano vurmalı çalgı türlerinden bir tanesidir. Piyano müzik aletinde ses, teller aracılığıyla elde edilir. Tuşlara basıldığı zaman içerideki tahta çekiç, tellerle temas ederek sesin ortaya çıkmasını sağlar. Bu tellere vurma işleminden dolayı piyano, vurmalı çalgılar sınıfındadır. Klasik bir akustik piyanoda genellikle 88 tuş mevcuttur.Bunların 52 tanesi beyaz renkte ve 36 tanesi siyah renktedir. Tuşa basınca çıkan ses, eller çekildiğinde ise tellerin damper gücü ile susturulmaktadır. Teknolojinin gelişmesi ile beraber piyano konusunda da gelişmeler görülmüştür. Akustik piyano yanında elektrikli, dijital ve tamamen elektronik olan piyanolar kullanılmaya başlanmıştır.

Piyanonun pedallarının kullanımı ile ilgili olarak Antoine Marmontel; birçok öğrencinin pedala basarak bir daha ayaklarını çekmediğini ve bununda ciddi bir kusur olduğunu belirtmiştir. Bu alışkanlığa sahip kişilerin iyi bir iş çıkartamayacağını düşünmektedir. Pedal sanatında ayağın koyulmasından çok ayağın çekilmesinin önemli olduğunu vurgulayan ise Lavignac olmuştur. Bu öğütler doğrultusunda piyano çalan kişilerin başarılı olacağına hiç şüphe yoktur. Piyano çalmayı öğrenmek klasik usullerden ibaret değildir. Kendini geliştirebilen, ince detayları bilen kişiler bu alanda iyi olmayı başaracaktır.

Piyano Ne Zaman, Kim Tarafından Bulundu?

-piyano-nezaman-tarafindan-bulundu-696x298.jpg

İlk piyanoyu 1700'lü yıllarda İtalya'da, Bartolomeo Cristofori yapmıştır. Cristofori ardından da büyük bir başarıya imza atmış ve piyanonun temel mekanik problemlerinden birini çözüme kavuşturmuştur. Hayatını 1732 yılında kaybeden Cristofori, bu zamana kadar 20 kadar piyano üretmiştir.

Fransız asıllı Marius, bu çalgıya tokmaklı klavseni bularak bir katkıda bulunmuştur. Silbermann, Schröterin bulduğu çekiç sisteminin üzerine gelişme sağlamıştır ve Bach'ın verdiği öğütlerin de yardımı ile klavyenin ses genişliğinde eşit derecede bir ötüm elde edebilmiştir.

Org yapımcısı Johan Andreas Stein; Alman ya da Viyana tarzı denilen mekanizmalı piyanoları meydana getirmiştir. 1789 yılına gelindiğinde Stein, kullanılan dizliklerin yerine pedal koyarak gelişme göstermiştir. Andreas ve Streicher piyanonun yapısını daha da sağlam hale getirmiş ve ikinci ötüm kapağı ilave ederek; piyanonun daha dolgun bir sese kavuşmasını sağlamıştır. Onlardan bunu yapmasını ünlü piyanist ve besteci Beethoven istemiştir.

Piyanonun Tarihçesi


-piyanonun-tarihcesi-696x298.jpg

Piyanonun sanayi anlamında gerçek kurucusu Zumpe'dir. Mekanik piyanoyu yapan ilk kişi de Zumpe'dir. Bunun dışında ilk düz piyanoyu da İrlandalı William Soutwell, 1789 yılında yapmıştır. 1822 yılında piyano yapım tekniğini büyük ölçekte etkileyen yenilikleri Sebastian Erard getirmiştir. Henri Pape, keçeli çekici ve çapraz tel buluşunun sahibidir. Ekleme demir çatının mucidi ise Jamer Thorm olmuştur.

Piyano için diğer tüm çalgıların kralı tanımlaması yapılır. Tek başına dev bir orkestra olan piyano için üretilen bestelerin ciltleri bulduğu söylenir. Diğer çalgılarla kıyaslandığında, notalar müzisyenin önünde açık durduğundan, genellikle 6 yaşından itibaren piyano dersleri almaya başlanabilir. Ünlü piyanist Sigismond Thalberg; bir piyanistin çok ince ve narin parmaklara sahip olması gerektiğini savunur. Hatta bir şarkıcının sesinde olan tüm kırılma ve bükülmelerin, piyano çalan kişinin kollarında da olması gerektiğini söyler.

Bir diğer dünyaca ünlü piyanist Antoine François Marmontel, çoğu kişinin pedalları kullanma konusunda hataya düştüğünü söylerken, Fransız besteci Albert Lavignac;asıl meselenin pedalın üzerine ayağı koymak değil, ayağı çekmek olduğunu belirtir. Bu isimlerin öğütlerinden de anlaşılacağı üzere, piyano çalmak gerçekten de zordur ve büyük incelik ister.

Bu kadar hassas bir müzik aletini kullanmayı istemek, kişinin içinden gelmelidir. Günümüzde anne ve babalar, sırf çocuklar bir müzik aleti çalsın diye daha fikirlerini sormadan özel dersler aldırmaya başlıyor. Özellikle de piyano daha lüks bir müzik enstrümanı olarak görüldüğü için annelerin ilk tercihi genelde bu yönde oluyor. Oysaki bu kadar özen isteyen bir aleti çalmak için çocuğun o hissi kendinin yaşaması ve gerçekten istemesi gerekmektedir.



Kaynak: Bilgihanem.com