Yerde bağdaş kurarız. Gözlerimiz kapalı, başımız kalbimize eğik, dilimiz damağımıza yapışıktır. Elvis Presley'in evini düşünürüz. İçeriye girer odasına çıkarız. Elini öper yere otururuz. Sağ dizimiz onun sağ dizine değer. İçimizden “destur ya elvis” deriz. Elvis'in kalbinden kendi kalbimize, çay renginde,güneşin batış kızıllığındaki, kırmızı kutsal ışığın aktığını düşünürüz. Sürekli Elvis'in kalbini müşahede ederiz. Rabıta bitince Elvis'in elini...