Bunları okumalısınız 2

Mix - Mastering içinde Bunları okumalısınız 2 konusu, Bir PC'nin kayıt yaparken işlevi nedir?.. * Ses kartı vasıtasıyla girdiğiniz analog sinyalleri, dijitale çevirip, hdd'te saklamak.. * Bu saklanan kayıtları kanallar halinde organize etmek.. * Çeşitli synth seslerini bir ...

Sponsorlu Bağlantılar

Bu sayfada toplam 2 sonuçtan 1 ile 2 arası mesajlar gösteriliyor.

Konu: Bunları okumalısınız 2


  1. #1
    darude_boys - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    darude_boys isimli Üye şimdilik offline konumundadır Keyfi Silver Üye

    Bunları okumalısınız 2

    Sponsorlu Bağlantılar


    Bir PC'nin kayıt yaparken işlevi nedir?..

    * Ses kartı vasıtasıyla girdiğiniz analog sinyalleri, dijitale çevirip, hdd'te saklamak..
    * Bu saklanan kayıtları kanallar halinde organize etmek..
    * Çeşitli synth seslerini bir kaynak midi kanalından aldıgı nota, uzunluk v.s. gibi bilgilere bağlı olarak üretmek...
    * Gerek üretilen gerek kaydedilen sesler üzerinde çeşitli efektleri gerek yazılımsal gerek ses kartının imkan verdiği donanımsal işlemciler sayesinde uygulamak...
    * Bu özellikleri ile bir çok kanalı bir araya getirip, harmanlayarak size bir çıktı vermek ve bunu yine ses kartı vasıtasıyla dijital'den analog'a çevirerek size iletmek...

    Bir pc'nin kayıt yaparken ana kullanımı bunlardan ibarettir.. Bazı adımları miks, Mastering aşamasında birkaç kez üst üste kullanmanız gerekebilir....

    Bunları nasıl yapacaksınız?

    * Bir multitrack sequencer edinerek: Bu sizin kayıt/miks aşamasında kullanacağınız ana yazılımdır.. Diğer yazılım parçaları hep buna bağlı olarak çalışacaklardır.. Ne yapar bir sequencer?... Siz bir kayıt kanalı seçersiniz ve ses kartından aldığı dijital veriyi hdd'e yazar.. Sonra buradan aynı anda birkaç kanalı okur.. Sizin bu kanallar arasında bir denge oluşturmanıza yardımcı arabirimleri vardır... Her kanal aynı anda çalarken, siz her enstrümanı yerli yerine oturtmaya çalışırsınız...Popüler sequencer'lar Cubase, Sonar, Pro Tools gibi yazılımlardır... Ayrıca ücretsiz olan Kristal üzerine bir yazıyı da "FREEWARE Yazılımlar" başlığında bulabilirsiniz..
    * Gerek kullandığınız sequencer yazılımın desteklediği standartta (DX/VST/TDM) plugin'leri kullanmayı öğrenerek: Bu pluginlerin bazıları real-time (gerçek zamanda) dijital sinyali işleyerek efekt uygularken, bazıları da kaynak midi kanalından okudukları bilgiye göre yoktan ses üretirler...VSTi/DXi gibi isimleri olan pluginler birer software instrument (yazılımsal enstrüman)'dır.. Diğerleri ise çoğunlukla efektör'dür..
    Sonar DX/DXi standardını ön plana çıkarırken, Cubase VST/VSTi standardını tam destekler... Çoğu sequencer yazılım, günümüzde iç çeviriciler barındırdığından, bir çok plugin türünü desteklemekteler.. Ancak yine de en az kaynağı kendi destekledikleri ana standartta kullanırlar.. Örneğin: Sonar bir DX Sequencer olarak aynı plugin'in DX sürümü ile %3 cpu gücünü harcarken VST sürümünü de kullanabilmesine rağmen %5 gibi bir güç harcayabilir... Dolayısıyla yeni plugin'ler satın alırken, yazılımınızın ana standardında olan versiyonunu seçin... Önemli plugin ürecitileri: Waves, Native instruments, TC Works gibi şirketlerdir... Bunların resmi sitelerini google'dan bularak, aslında yazılımınızla neler yapabileceğinizi bir görmenizi tavsiye ederim... Efekt'ler üzerine bilgi almak için Forumdaki sabit "Efektler Parametreler" ve "Sözlük" başlıklarına göz atabilirsiniz..
    * Diğer: Ana sequencer yazılımınıza bağlayamadığınız yazılımlarda gerekli işlemleri kaydınızla aynı tempoda yaratarak, wave formatında çıktı alabilir, ve bunu sequencer'ınıza yeni bir kanal içine import ederek kullanabilirsiniz...


    KURAMSAL BİR KAYIT

    Burada, genel prensiplerden bahsedecek olsam ve bir miks şablonu çıkartacak olsam da, aslında bu iş böyle yapılır diye bir kaide olmadığı, en iyisi budur gibi bir yaklaşım da yanlıştır ve benim de böyle bir idiiam yok.. Sadece bir rehber olması açısından, kendi şablonumu aktaracağım..

    Aynı zamanda, sequencer yazılımınızın ve ses kartı ayarlarınzın doğru olduğunu varsayıyorum, bunlar yazılımdan yazılıma, sistemden sisteme değişen sorunlar olduğundan, başlığın ilerleyen kısmında sorunlarınızı dile getirersiniz, mutlaka birileri yardımcı olacaktır...

    Giriş Ayarları* Öncelikle yeni bir projeye başlarken belirlenmesi gereken ilk şey, parçanın temposudur...Her ne kadar yazılımsal enstrümanlar (VSTi/DXi vb.) daha sonra parçanın temposunu değiştirdiğinizde buna uyacak olsalar da, kaydedeceğiniz wav dosyaları ve reel enstrümanlar yeni tempoya uyamayacaklardır... Bu nedenle en baştan yapacağınız kaydın temposunu kesin belirlemiş olmanız ve hatta parça içinde tempo değişikliği var ise, parçayı çeşitli tempo bölümlerine ayırmış olmanız gerekir... (Parça içi tempo değişikliklerinde başınızın çok ağrımaması için, VSTi/DXi 'larınızın tempo değişikliklerini doğru algılayıp algılamadığını daha önceden bir test projesi ile kontrol edin, bazı pluginler tempo değişimlerinde sorun çıkarabilirler)

    * Bir de kendinize çekeceğiniz bir ayar var.. O da şarkının trafiğini kafanızda kesin olarak oturtmak.. Belki bir intro'yu veya bir bitişi daha sonra ekleyebilirsiniz, ama şarkının orta yerine bir bridge eklerken kaydın o noktada nasıl bir anda kopup, bir anda araya reklamlar girdiğini çok acı bir ifadeyle farkedersiniz... O yüzden daha ana ritm grubunu kaydetmeye/programlamaya başlamadan kafanızda bir trafik olsun...

    Ana ritm Grubu
    * Vurmalı Ritm (Davul): Eğer davulu canlı kaydedebilecek kadar tecrübeli iseniz zaten, bu yazıyı okumanıza gerek yok, bu nedenle davulun programlanacağını varsayıyorum..

    Davul diğer enstrümanların çalım şekline direk etki edecek bir enstrüman olduğundan, kaydı ilk yapılır, bu stüdyoda yarı hücüm/kanal kayıt yönteminde de böyledir.. PC ortamında da farklı olmayacaktır...

    Davul için hazır loop'lar (ACID vb. bir yazılım ya da direk sequencer içerisinden) kullanılabilir.. En gerçekçi sesleri böyle elde etmek mümkündür, Zira zaten canlı kaydedilmiş bir davul loop'unu alabilirsiniz.. Ancak bu durumda her zaman istediğiniz ritmde ve tuşede bir loop bulamazsınız, hatta muhtemelen bulamayacaksınız, üzerinde detaylı oynama şansınız da neredeyse yoktur...Esasında loop'ların mantığı basit olarak; edindiğiniz wav dosyasını sequencer'da bir kanala import ettikten sonra, bunu kopyala-yapıştır yöntemiyle tekrar etmeniz gibidir.. Hem hız, hem kolaylık hem sistemdeki yüklenme açısından, avantajını tahmin edebilirsiniz sanıyorum..

    Diğer bir yöntem ise, davulun her bir parçasının ne noktada neye vuracağının programlanması... Bunun için bir multitrack sampler ya da birden çok sampler'a ihtiyacınız olacak... (Sampler, ayarlanan wav dosyasını programlanan anda, çalan bir aygıttır).. (Kullanacağınız şey dışardan wav dosyası almak yerine davulun parçalarının seslerine benzer sesleri üretiyor da olabilir.. Drum Synth türündeki bu yazılımlar daha uyumlu sesler üretseler de gerçekçilikleri genelde çok daha düşüktür...).. Sampler programlara örnek olarak Fruity Loops/FL Studio ya da Vsampler yazılımlarını örnek verebiliriz.. Her iki yazılım da multitrack sampler'dır ve gerek VSTi gerek DXi şeklinde sequencer ile entegre olabilirler... Artı olarak Fruity Loops'un kendi iç pattern ve playlist editörü vardır ve dışardan midi kanalı vasıtasıyla yönetilmeyi gerektirmez... (Midi ve sampler üzerine "sözlük" başlığına bakabilirsiniz)..Bu ve benzeri pluginlerden birini sequencer da projeye dahil edin...

    Davul'u programlayacağınız yazılım eğer destekliyorsa, davulun en azından benzer karakterdeki öğelerini gruplayarak birden çok kanaldan çıkış alın... (bazı VSTi/DXi pluginler birden çok kanal çıktı verebilirler) Bu daha sonra miks aşamasında davul elemanlarını ayrı ayrı konumlandırmada işinize yarayacaktır...

    İster bir kaynak midi kanalına ister bir iç pattern editöre olsun, sampler programalak aynı prensipte bir iştir... Sonuç olarak bir ölçünün içerisinde bir iç kanalın(kick/trampet v.s.) hangi anda devreye gireceğini, oraya bir nokta koyarak belirtirsiniz...

    Davulu programlarken, eğer gerçeğe yakınlaşmak istiyorsanız, bir davulcunun iki kolu, iki bacağı olduğunu unutmayıp, hangi anda neye vuracağını hesaplamaya çalışarak ilerlemelisiniz.. Benzer şekilde davulcu bir ritm tutarken, belli noktaları vurgulayarak bir akış yaratır.. Bu noktalarda "velocity/pan/ton" gibi ayarlarla oynayarak benzer bir vurgu yaratmalısınız... Özellikle uzun trampet-alto ataklarında bu vurguları öngörmek zordur, davulcu otomatik olarak o vurguları yapar, veya insanın bir deriye vuruş kapasitesi o kadardır, ama elinizdeki yazılım bunları algılamaz.. Bu noktada sizin yazılıma davulcu olmayı öğretmeniz gerekmekte...

    Parçanın intro/chorus/verse ana ritmlerini çıkardıktan sonra, bunları ard arda dizip, üzerine gitarla eşlik ederek bir kontrol etmenizi öneririm, ancak atakları, dur-kalk'ları eklemeden esas kayda girişmeyin, bunu davulun istediğiniz hissi verip vermediğini kontrol etmek için yapıyoruz...

    Ben programladığım davullarda 4/4'lük bir ölçüyü genelde mümkünse iki kez aynı şekilde tekrar ettirmem, bir iki ufak değişiklikle bir akış yaratmayı amaçlarım.. Aksi takdirde fazla monoton bir hava oluşacaktır...Bu şekilde neredeyse şarkının her bir ölçüsüne ayrı özen göstermeniz gerekir... Loop'larda olduğu kadar kolay sıyrılamazsınız işin içinden...

    Davul ataklarını fazla kullanmak, şarkının akşını çok fazla keseceği için iyi bir yöntem değildir.. Yine de sizin tercihiniz.. Ancak süsleme amaçlı olarak bunu kullanmak yerine, ana ritmde değişiklik yapmayı tercih edin derim.. Kimi yerlere bir iki ghost trampet vuruşu ekleyin, ikileme ekleyin v.s...
    Bu yeterince davuldaki monotonluğu giderecektir..

    Programlamayı bitirdiğinizde eğer toplamda gelen ses size uyumsuz geliyorsa, (Örneğin, trampet çok keskin ve önde, ziller ise, cansız ve parıltısız) sample'larınızı doğru seçmemişsiniz demektir... Kolaya kaçan kişiler, kullandıkları yazılım varsayılan drumkit'lerini kullanarak bu problemi aşabilirler.. Ancak custom drumkit yaratan, oradan buradan sample toplayanlar için problemin giderilmesi biraz daha büyük bir sorundur.. Eğer dinamik ses işleme efektleri üzerine bir şey bilmiyorsanız, işin içinden çıkmak için önce bunları öğrenmeniz gerekecek... Çünkü bu noktada en çok kullanacağınız şey compressor ve eq'lardır ("Sözlük" ve "Efektler" başlıklarına bakın)... İsterseniz, sequencer'ınızdaki VSTi a ait kanallar üzerinde bu efektleri deneyerek bir bakın, istediğiniz gibi bir uyum yakalayabiliyor musunuz?.. Eğer yakalıyorsanız, o ayarlarınızı unutmayın ve bir wave editör ile tek tek ilgili kanaldan gelen sample dosyalarının wav'larını açın ve o efektleri seslere uygulayın... Çünkü davulu dengelemek adına miksi her çalışınızda cpu'dan harcayacak kıymetli bir %10-15 gücünüz maalesef olmayacak... Sample'ların kendilerinin dengeli olmasını, bir şekilde sağlamak zorundasınız...

    Genel davul sound'u eğer size çok sert, çok köşeli geliyorsa, hiç dokunmayın, öyle olması lazım, aksine boğuk bir sound üzerine başka kanallar gelince çok arkada kalacaktır.. Önde olan keskin sesi kolaylıkla yumuşatabilirsiniz, ama yumuşak ve boğuk olan sesi daha zor keskinleştirirsiniz... Bu yüzdendir ki davulculardan kayıtlarda "vurması" istenir..

    Davulda bir miktar overdrive olmalıdır. Zillere pek bulaşmayın fakat, trampet ve kick'te bir miktar overdrive size ilginç gelebilir.. Cort sesi duyulan bir trampet sample'ında overdrive'ın etkisini çok radikal değerlerde reel olarak farkedeceksiniz.. Ancak o değere kadar, sesin hissiyatının değiştiğini, vuruşların netleştiğini görebilirsiniz.. Özellikle davulun cansızlığı ile ilgili dertleriniz varsa, overdrive'ı bir deneyin... Ancak unutmayın, her overdrive plugin'inin karakteristiği farklı farklı, birkaçını denemeden vazgeçmeyin...

    Ayrıca davulun seslerinin daha uzamasını istiyorsanız, fakat reverb'ün yaratacağı uzaklaşma etkisini de istemiyorsanız anahtarınız: Compression..Çok düşük attack rate'e sahip 4:1 bir compression trampet, kick ve alto'ların sesinde bir uzama yanılgısı yaratacaktır.. Aslında sesler uzamıyor, ancak miks içerisinde kaybolan attack sonrası sesleri yükseltmiş oluyorsunuz (Daha doğrusu, attack'ı kısmış oluyorsunuz, ama çoğu plugin'in otomatik make-up gain'i olduğundan, ilk söylediğim durum oluşuyor.)

    * Bas gitar: Ana ritm grubunun diğer elemanı ise baslardır... Eğer bas gitarınız yoksa, çalamıyorsanız, bir gitar track'i kaydedip, bunun baslarını açmak size bir bas gitar sound'u vermese de, kayıttaki boşluğu azaltacaktır... Ancak amacınız bir bas öğesinin bariz olarak orada olması ise, yine ya sampler'lara ya da synth'lere yönelmeniz gerekecek, bu da ikinci bir kaynak sömürücü VSTi/DXi olarak sequencer'ınızı kastıracak demektir... Bir synth için davuldaki adımlar izleneceğinden (elbette bu sefer tek bir çıkış kanalı olacak) bunu tekrar anlatmıyorum..

    Bir bas gitarınızın varolduğunu varsayarsak, bunu line-in vasıtasıyla bilgisayara direk girmeniz yapabileceğiniz en basit şey.. Ben genelde bas gitarın, kemikli olmasını, boğlup gitmemesini sevdiğimden, line-in bir giriş benim işimi görmekte.. Ancak amfiden gelecek olan air kaybedildiğinden, bas gitarın vuruculuğu darbe yemekte.. Benim gördüğüm dijital simulatörler bu yönde bir katkıda pek bir beceriksiz olduklarından, hala direk line-in metodunu tercih ediyorum... Bas gitar tam ortadan gelmesi gereken bir enstrüman, bu yüzden onu stereo kaydetmeyi yersiz buluyorum, stereo kaydetmem şart olsa bile, bir kanalı kestirip atma yolunu tercih ediyorum.. Kayıt için sequencer'da yeni bir audio track açıp, bunu record haline getiriyorsunuz...Sonra eğer yazılım destekliyorsa oradaki vu meter, zaten sesin kaç db girdiğini gösterir.. Burada en güçlü vuruşları yapıp (hatta sağlam slap'ler) göstergeyi tavana vurdurmadan (peak) girişi yükseltebileceğiniz kadar yükseltmelisiniz.. Çünkü ses kartının zaten bir kendi iç gürültüsü vardır, sizin buna relatif olarak maksimum uzaklıkta kayıt yapmanız gerekli ki, bas gitar gibi daha sonra compression'a tabi tutulup, üstten baskılanacak bir enstrümanda gürültü sorunu yaşamayın...Eğer fazla açarsanız, peak'lerle karşılaşırsınız.. Burada ses clipping'e girecek ve üstten kesilen ses, bildiğimiz dijital distortion'a girecektir.. Bas gitarda dijital distortion istediğimiz bir şey değil... Mümkün olduğunca warm overdrive kullanılır (eğer bir overdrive isteniyorsa) bas gitarda...

    Bas gitar'ı bir hizaya sokmak, höt demek gerekli.. Aksi takdirde, dinamikleri çok değişken olan bu enstrüman miks'in içerisinde bir öne çıkacak bir arkada kalacaktır.. Bunun için compression efektinden faydalanılmalı ("Sözlük başlığı").. Compression konusunda benim bir standardım yok.. Çoğu insan "4:1, 40 ms attack gecikmesi" gibi ayarları standart koşmasına rağmen, ben bas gitara "100 ms, 14:0" gibi bol gecikmeli limiter derecesinde şeyler yapabiliyorum.. Bunun için öngörebileceğim değerler kesinlikle yok, müzik tarzını geçin, o parçanın atmosferine ve miks'in yoğunluğuna bağlı olarak sürekli oynadığım ayarlardır bunlar.. Yine de bas gitarı gereğinden fazla compress etmek bu sefer bas gitarı monotonlaştıracaktır.. Over-compress etmekten genelde kaçının... Bas için warm-yumuşak bir overdrive ara sıra başvurduğum bir yöntem... Bu hem bas'ın karakterini değiştirip, alt kısımlarını yuvarlaklaştırıp, ortalarda daha kemikli, gövdeli kılan bir uygulama, hem de overdriven ses compressed olduğu için ayrı bir hava katan bir şey... Deneyin derim...
    Davulu dinleyerek bas gitarımızı kaydettik.. Bu noktada bas gitar ve davulu bir arada dinlememiz gerekli.. Çünkü ana ritm grubunu tamamladık..

    Neye dikkat edeceğiz?
    * Bas gitar davul'un kick'leri ile aynı anlarda vuruş yapıyor mu? Yapmıyorsa, bas gitar yeniden kaydedilecek...
    * Bas gitar davul'un kick'lerini örtüyor mu?.. Eğer birinden biri seçilemiyorsa, iki kanala da birer eq ekleyeceğiz ve 50 hz-250 hz aralığında uygun gelen noktalarda birini baskın, diğerini arka plana itecek önlemler alacağız...Ben 50-60 hz civarını kick'e, 120 hz civarını bas'a ayıracak bir eq ayarı yapmayı tercih ederim.. çünkü bu bölgelerde her ikisinin de yuvarlak olması hoşuma gidiyor..
    * Bas gitar, uğulduyor (muddy) mu? 200-250 hz civarından biraz kesmek çözüm getirebilir.. Eğer bu sefer bas gitarın vurgusunun kaybolduğu gözlenirse, bas gitarın üzerinde manyetik dengesi yeniden ayarlanmalı ve bas gitar yeniden kaydedilmeli


    Eğer ana ritm grubunda istediğimiz gibi bir denge sağladıysak ve sistem kaynaklarımız tükenmeye başladıysa, Mevcut VSTi kanallarını ve üzerine efekt uyguladığımız bas gitar kanalını mixdown (Bounce) edip sistemi rahatlatabiliriz... Yok eğer durum iyi ise, VSTi kanalları koruyabilirsiniz, zira gitarlar işin içine girince ziller ve trapmetle baya bir kapışacaklar....

    Destekleyici grup:
    Ritm Gitar: Gitarı kaydederken, peak ettirmemek ama olabildiğince kayıt sesini açmak gibi prensipler zaten bas gitar ile aynı... Şimdi gelelim farklı yönüne... Gitarist'ler daime büyük bir gitar sound'u isterler.. Bunun da kaba, altlı tonlarla elde edileceğini düşünürler.. Bu yanlış değil ama çok kullanılması bütün kaydın muddy, rezalet bir şey olmasına yol açar... Burada büyüklük istiyorsak, genişlik bunun önemli bir kısmı ki işimiz pan'larla... Track'i kaydederken izleyebileceğiniz üç yöntem var... Birincisi track'leri mono kaydedersiniz... Niye track'ler? çünkü gitarın dublesini alacaksınız.. Nedir dublesi ki? Aynı gitarı, birebir aynı vuruşlarla, aynı şekilde yeniden çalacaksınız.. Bu göründüğü kadar kolay değil onu baştan söyleyeyim...

    İkincisi ise genişliğin size yettiğini düşünüyorsanız stereo ama bir kez kaydedeceksiniz...

    Üçüncüsü, genişlik size yetmiyor, stereo çıktı alıyor ama iki kere aynı ritmi aynı şekilde çalamıyorsanız, o zaman numara yapacaksınız.....

    Öncelikle ritm gitarı, overdrive/Distortion (ve gereken durumlarda wah) hariç hiçbir efekt kullanmadan kaydedeceksiniz.. Reverb e abanmak katiyen yok... Eğer sesini sevdiğiniz bir amfi/kabin simulatörünüz varsa bunu elbette kullanacaksınız...Ben genelde amfi simulatörünü sansamp benzeri bir cihaz üzerinden halledip kaydımı sadece bununla yapıyorum.. Kabin simulasyonunu ise daha sonra, kanala ekleyeceğim bir software simulatör ile yapmayı seviyorum.. Zira distortion'ın en azından bir opamp üzerinden analog üretilmesi seste benim sevdiğim bir şeyler yaratıyor.. Öte yandan elimdeki orta seviye bir iki kabin simulatörü (dijital/analog) hiç de beğenilecek işler çıkarmıyorlar.. Daha önce bahsettiğim air (havanın mikrofona çarpması) halini pek düzgün yapmayan esasında birer eq filter'dan ibaretler gibi...

    Şimdi genişlik mevzuna geri dönelim.. Gerçekten sert olmasını istediğim sesler için ben 4 tane aynı ritmden çalıp 4 tane mono kanal oluştururum..Daha sonra bunların ikisini tam sağ tam sol, ikisini %60-75 sağ sol panlarım...

    Zaten ikinci yöntem gayet açık, tek bir stereo kanaldan ibaret, bunun dublesini almak iyi bir sayılmaz, aynı şekil bir ses olacağından, pek bir genişlik sağlamaz...

    Üçüncü yöntem ise, stereo kaydedilmiş gitarın kanallarından birine 10 ms, 8 ms gibi farkedilmeyecek bir delay vermek.. Bu sesi oldukça genişletecektir.. Ancak dezavantajı gitarın sanki sadece bir taraftan geliyor, öbür taraftan sadece destekleniyormuş gibi bir his vermesidir...Delay üzerinden Dry/wet dengesi kurcalanarak bu his azaltılabilir, ancak genişlik de buna paralel olarak azalacaktır..

    Clean ritm'ler ile, Distorted ritmleri aynı kanala kaydetmeyin... İkisi farklı enstrümanlarmış gibi düşünün.. Zira distorted ritmin yaratacağı genişlik etkisi ile, clean'in yaratacağı genişlik farklı farklıdır... Keza ikisine farklı eq ayarları yapmanız gerekir.. Distorted gitarın lo-mid bölgesi muddy bir hava yaratabilecekken, Clean gitarda bu yenilen bölge size ruhsuz bir ses olarak geri dönecektir..

    Solo/Lead gitar: Ritm gitarda geçerli olanların hepsi burada da geçerli Ancak solo gitarda genişliği sağlamak için duble almak oldukça zahmetli bir yöntem, burada ikinci ve üçüncü genişlik yöntemleri uygulanabileceği gibi, üzerine bir miktar chorus vermek de sesi büyütecektir... Lead/Solo gitarda genişlik her zaman istenilen bir şey değildir.. Çoğu zaman, vokalin boşalttığı noktaya solo gitarı koymak isteriz.. Bu yüzden tam ortadan gelecek reverb miktarı ritm gitara göre biraz daha fazla, ancak genel volume ve 5 khz eq civarı daha dazla olan bir solo gitar net, rahat anlaşılır olacaktır..

    Gitarlarda nelere dikkat edelim?
    * Gitarlar miksi boğdu mu, uğulduyor mu? gitarların 250 hz altını shelf etmeyi bir deneyin.. Daha sonra lo-mid bölgesinden biraz alın..
    * Gitarlar ziller'le savaşıyor mu?
    Eğer ziller cılız ise onlara bir miktar gövde verin (hi-mid- 3 khz-6 khz aralığı).. Yok eğer gitarlar çok tiz ise (Zillerden tiz olmamalı) gitarların 7 khz üzerini traşlayın...
    * Gitarlar kuvvetli ama boğuk ve geride mi?
    Gitarların hi-mid aralığında bir miktar yükseltme yapın.. Ancak unutmayın ki, hi-mid arttırmak lo-mid'in etkisini azaltacaktır.. Gitarın altlarını kaybetmek istemeyiz.. İyi bir denge bulun...
    * Clean gitarlar çok mu etkisiz, ruhsuz?
    Bir miktar overdrive ve reverb deneyin.. Yine olmazsa, çok az miktar chorus da renk katabilir...Clean'lere lo-mid bölgesinden de destek olun...
    * Gitarların patlaması gereken bir yer var, ve o noktada şarkı yükselemiyor mu?
    Gitarlara birer duble daha ekleyin, birer kayıtlarını daha alın, 8 kanala kadar yolunuz var ...Buna rağmen istediğiniz patlama yaşanmıyorsa, şarkının trafiğinde düzenlemesinde değişiklik yapmanız lazım.. Bir önceki gitarları palm mute ile çalmak, istediğiniz etkiyi yaratabilir...
    * Solo gitar arada boğuluyor mu?
    mid/hi-mid aralığını bir tarayın, baskın bir frekans bulabilirsiniz.. Eğer baskın frekansı bulduğunuzda bu sefer de solo gitar çok cılız kalıyorsa,
    solo gitarı sap tarafı manyetikten çalarak yeniden kaydedin ve aynı eq'ları deneyin
    * Gitarlar girişince, trampet arkada mı kaldı?
    Trampet'e overdrive verin veya miktarını arttırın...Reverb var ise, miktarıyla oynayın...

    Bu aşamada, destekleyici enstrümanlar da olaya girdikten sonra, bir reverb seçmeniz ve bunu davula, gitarlara uygulamanız gerekli.. Gitara iki çeşit reverb'ü üst üste uygulamak ilginç sonuçlar getirebilir.. Ancak parçanın geneline uygulayacağınız bir tek çeşit reverb, miksi toparlayacaktır... Reverb ü asla çok kullanmayın, Miksi çok çabuk anlaşılmaz içinden çıkılmaz bir hale getirebilen bir efekt'tir reverb... Eğer hala davul kanalları üzerinde işlem yapabiliyorsanız, Sırasıyla Trampet, hihat, chrash ve gitarlara azalan miktarda aynı reverb'den uygulayın.. Ben trampet ve hihat'ler için ayrıca bir plate reverb kullanırım, gitarlar içinse spring reverb.. Hepsini bir room reverb ile toparlarım... Ama Wet/Dry signal oranım %10 u pek geçmez.. Trampet ve clean gitarlar haricinde reverb'ü duyabiliyor ayırt edebiliyorsam o mikste reverb'ü aşırı kullanmışım demektir...

    Kick ve bas gitarda reverb ilginç olabileceği gibi, çok çok rahatsız edici bir şey de olabilir.. Bu sizin kulağınıza bakar.. Ancak unutmayın ki reverb, farklı ortamlarda farklı etkiler yaratabilen bir efekt.. Sizin miksinizi arabada dinleyen biri reverb'ü farklı algılayacak, kulaklıkla dinleyen biri bambaşka... O yüzden reverb ü ya sadece toparlamak için kullanın, ya da yaptığınızın miks'i çok kalabalıklaştıracağını ve de Demo'da istenenin bu olmadığını unutmayın...

    Toparlamak amacı ile reverb kullanırken, her kanala aynı reverb'ü eklemek cpu ya gereksiz yüklenmenizi doğrur.. Zaten reverb efekti oldukça bol cpu gücü harcayan bir efekttir.. Bu nedenle sequencer'ınızda bir "Send/Effect Bus" yaratın... Buraya uygun bir reverb efekt'i koyarak sadece wet sinyali verecek şekilde ayarlayın... Bu send'in çıkışı ise, ana miksin çıktığı master kanalınız olmalı....İlgili kanallardan bu send'e yönlendirme yapın, reverb miktarını ayarlamak için send miktarını kullanıyor olacaksınız..Böylece tek bir reverb efekti kullanarak, birden çok kanalı efekte dahil etmiş oldunuz...

    Ve vokal...
    Vokal için benim söyleyebileceğim pek bir şey yok, aslında vokal için standart bir yaklaşım olduğunu da sanmıyorum... Bu yüzden ana prensiplerden bahsedeceğim ki bunlar da genel geçer kurallar değildir.

    Nelere dikkat edeceğiz?
    * Vokal genel miksin içinde küçük mü kalıyor? Vokal'in dublesini alacaksınız.. En kesin çözümü bu.. Ancak aynı parçayı aynı vurgularla aynı şekilde söylemek, ritm gitarın dublesini almaktan da zordur...

    Veya vokal kanalının bir duplicate (benzer kopya)sını alıp buna delay vereceksiniz.. Quad-Delay koyup, ilk delay'i 10 ms gibi çok kısa verdikten sonra, diğerlerini daha düşük volume ile uzatmak
    güzel bir doluluk verecektir...

    * Vokal'in ne dediği anlaşılıyor mu?
    Anlaşılmıyorsa, vokale uygulamadıysanız, compression uygulayacaksınız, uyguladıysanız, değerlerle oynayacaksınız.. Eq'dan 4-5 khz civarında bir oynamayı da deneyin..

    * Vokal'i daha açabilirim ama açmak istemiyorum, çok fazla net, önde gibi geliyor
    diyorsanız, reverb, delay gibi efektlerle onu arkaya itebilir chorus ile biraz hale yola sokabilirsiniz...Tabi ölümüne bir compression'da uygulanabilir...

    * Vokal küçük değil ama cılız geliyor
    ise, vokale overdrive ekleyin.. Sonra compress edin, gerçi canına okumuş olacaksınız ama artık cılız gelmeyecek.. Bu da işlemiyorsa, vokalin mikrofondan uzaklığını kontrol edin, daha yakın durup ağzını aça aça söylemesi daha güçlü bir vokal yaratacaktır.. Pop filter yok ise, p,k gibi sert sessizlerde vokalin kısa süre mikrofona 45 derece açı yaparak söylemesi patlamaları önleyecektir..

    * Vokal neşesiz, parıltısız mı?
    Vokale şarkıyı bir daha söyleteceksiniz.. Harmonic exciter deneyebilirsiniz ama istediğiniz kadar iyi sonuç vermeyecektir...

    * Vokal sanki farklı bir ortamda gibi mi?
    Mikrofonla kaydettiğiniz tek kanal bu ise, muhtemelen odadan gelen yankıyı almışsınız.. Ya yankıyı keseceksiniz, ya da genel miksteki reverb'ü vokal'de varolan reel reverb'e yaklaştıracaksınız.. Yine de güç bir durumda olduğunuzu söyleyeyim.. Bazen, track'i stereo kaydetmek, sonra monoya çevirmek, chorus eklemek, delay eklemek ortamları denkleştirebiliyor.. Ama oldukça raslantısal bir şey onu tahmin etmek... Durumunuza uygun bir çözümü kendiniz geliştirmek, ya da vokali yeniden kaydetmek zorundasınız...

    * s'ler bir garip çıkıyor...
    Bir De-Esser plugin kullanabilirsiniz, ya da çok büyük bir Q ile (çok dar aralıkta) tiz frekanslarda bir tarama yaparak, s'lerin saçmaldığı aralığı bulacaksınız.. Vokalinizde siblant s sorunu var ise, işiniz iş...

    Başlık: Müzikte Tonlar ve Anlamları
    Gönderen:renegade_easel
    Kaynak: TIK

    Batı klasik müziğinin ana notası Do'dur. Yani parçanın modal altyapısı Do notasına göre relatif oluşturulur, minör ya da majör seçilir ve de akorlar mixolidyan, ionian, frigyan, dorian, lydian, locrian, aoilyan modlarına göre yerleştirilir.

    12 noktadan (diyez ve bemoller dahil) yalnızca 7 ya da 8'ine akor yerleştirilir, bu akorların majör-minör ya da modifikasyonları parçanın majör ya da minör oluşuna göre seçilir ve oluşturulur, solo enstrumanlar akor değişikliklerinde bu akora uyumlu mod ya da gamdaki iniş çıkışlara uyarlar. Varsa vokal de her akor değişikliğinde bu akorun adını taşıyan gamdaki ya da mode'daki notalar içerisinde seslendirir.

    Her bir notanın (diyezler ve bemoller tümüyle)arasındaki mesafe yani frekans farkı yarım perdedir, yani logaritmik olarak frekansı kaç olursa olsun, bir önceki ya da bir sonraki nota ile herhangi bir notanın arasındaki oran sabittir. Ayrıca bir oktavdaki do notasıyla bir üst oktavdaki do notası arasındaki oran 1/2'dir. Yani 12'lik müzik sisteminde Notalar:

    C4 261.63
    C4# 277.18
    D4 293.66
    E4b 311.13
    E4 329.63
    F4 349.23
    F4# 369.99
    G4 392.00
    A4b 415.30
    A4 440.00
    B4b 466.16
    B4 493.88
    C5 523.25

    frekanslarına karşılık gelir. Ve bu frekansların as ve üs katları (2 katı, 4 katı, 1/2 katı, 1/4 katı, 8 katı vb...) farklı oktavlardaki aynı notaya tekabül eder. Mesela 440 hz'lik orta la notasının 2 katı olan 880 hz bir üst oktavdaki La notasıdır. Aynı şekilde frekansı 261.63 hetz olan orta do notasının frekansının yarısı olan 130.815 hz bir oktav aşağıdaki do notasıdır.

    Müzikte frekanslar logaritmik gider, lineer gitmez. Yani sayı sistemleri yani sayma matematiği sayılabilen gerçek nesnelerde lineerdir. Doğanın matematiği ise logaritmadır ve de insan doğadaki sesleri 2'nin katlarına bağlı logaritmik sisteme göre algılar. 12'lik sistemin dışında 22'lik ve de 31'lik ve de bunların detone edilmiş hali olan müzik sistemleri mevcuttur. Batı müziği 12'lik, doğu müziği ise 22'lik ve de 31'lik sistemdedir. Bu sistemlerde de bir frekans ile katlarının arası eşit sayıda notalara bölünmüştür(Birinde bir oktav 22'ye, diğerinde 31'e bölünmüştür)

    İki notanın frekanslarının birbirine oranı eşit olduğuna göre, öyleyse mesela sol notasıyla çalınan Majör ile mi notasından çalınan Majörün, ya da La'den çalınan minör ile Re'den çalan minörün aynı etkiyi bırakması gerekir dinleyicide. Çünkü herbir akorun kendi notaları arasındaki rölatif oran ve de logaritmik mesafe eşit. O halde şöyle bir gerçek var, o da parçanın karar sesi ya da hangi ana nota üzerinden başladığı, yani Sol'den mi, Do'dan mı ya da Re'den mi başladığı, parça içerisinde kullanılan akorun anlamını değiştirir. Ayrıca en başta yazdığım sebeplerden ötürü parçanın minör ya da majör oluşu parçanın içerdiği akorların verdiği hissi değiştirir.

    Sözgelimi, Do'dan başlayan bir parçadaki Sol majör ile Mi'den başlayan bir parçadaki Si majör aynı etkiyi verir, çünkü aradaki rölatif mesafe ve de frekans oranı aynıdır. Parçanın başlangıç notası ve de karar sesi dinleyicinin beklentisini ve de algısını belirlemektedir.

    Çoğunlukla ortaçağdan beri klasik Müzisyenler genelde C(Do) Majöre göre (Do notasına göre) beste yaptıkları için ve de piyanonun beyaz tuşlarındaki ve de portedeki notalar yani ana notalar Do notasından başlayan majör dizi olduğu için, genelde dinleyicinin algısı ve de beklentisi ve de kulak alışkanlığı Do majör dizisine göredir. Bu sebeple sanıyorsam bu akorlar ve de ruhsal etkileri Do majör dizisi içerisindeki anl***** ve de kulak alışkanlığına göre.

    Sabit nokta belirtilmeden yani çıpa noktası-başlangıç ses verilmeden çalınan her türlü majör, her türlü minör, her türlü 9'lu, 11'li 13'lü, 7'li 4'lü 6'lı akor kendileri arasında aynı etkiyi bırakacaktır. Çünki müzikte notalar yani frekanslar logaritmik olarak rölatif-görecelidir.

    EDITING NEDİR ?

    Edit kelimesinin ingilizce anlamı "düzeltmek,düzenlemek,hataları gidermek,uygun hale getirmek" tir.Fakat bizim ilgi alanımız müzik yapımı olduğu için,
    müzik yapımındaki anlamını,neler kapsadığını,nerelerde gerektiğini yazalım.

    Müzik Yapımında Editing Nedir ?

    Üzerinde çalıştığımız bir ses dosyasını,kesme,biçme,uzatma,kısaltma,belirli bir forma uygun hale getirme işlemidir.Bu işlem,küçük bir ses dosyasıda olsa,
    bütünüyle bir müzik dosyasıda olsa,yukarıda yazılan işlemleri gerçekleştirme aşaması "Editing" aşamasıdır.


    Editing Hangi İşlemleri Kapsar ?

    Aslında içerdiği işlemler çok fazla fakat çok genel işlemlerdir.Editing işlemi yapmak için ne ses teknisyeni nede ses mühendisi olmak gerekmez.Müziğimizde
    kullanacağımız bir ses dosyasını kısaltmak,uzatmak,kazancını yükseltmek (gain),örnekleme değerini değiştirmek (mesela 44.1 den 48 khz oranına çevirmek ),bozuk
    forma sahip bir sesi gelebileceği en düzgün hale getirmek gibi işlemleri kapsar. Hatta bazılarımız nadirde olsa,bazen elimizdeki bir mp3 dosyasının başındaki ve sonundaki
    boşluklardan rahatsız olmuş ve onları yok etme uğraşı içine girmişizdir.İşte bu işlem dahi editing kapsamındadır,korkacak bişey yok


    Editing Nerelerde Gerekli ?

    Bir müziği yapmaya başlamadan önce ve bitirdikten sonra genelde editing işleminden geçiririz.Fakat en önemli olanı,yeni bir çalışmaya başlamadan önce
    özellikle kullanıcağımız hazır sesleri (sample),yapıcağımız müziğe en uygun forma getirmektir.Mesela bir loop kullanıcağız.Temposu yapıcağımız müzik ile
    aynı.Fakat elinizden geleni yapıyorsunuz ama,müziğin içerisinde aksak bir halde ilerliyor.İşte bunun nedeni loop'un içinde barındırdığı milisaniyelik bir boşluk olabilir.
    Bu nedenle loop'u kullanmadan önce o bahsettiğimiz "uygun forma getirme" işlemini yapmak zorundayız.Yani hataya yol açan boşlukları gidermeliyiz.Kısacası "editlemeliyiz".Başka bir örnek daha verelim.Yine kullanıcağımız bir ses (sample) var.Fakat müzik içerisinde,sampler'ın volume kontrolü,hatta mixerimizin fader'ı sonuna kadar açık olmasına rağmen ses, müzik içerisinde duyulamıyacak kadar düşük kazanca sahip.Yapmamız gereken şey, editing işlemine almak ve sesi normalize etmek yada gain seviyesini kendimiz belirleyip yükseltmektir.İşte editing işleminin nerelerde gerekli olduğuna dair birkaç "genel" örnek.Birde yapım aşaması biten çalışmalarımızda editing işlemi yapmamız gereken bölümler olabilir.

    Mesela müziğimizi yaptık,bitirdik ve sonunda sesi,kulağa kötü gelmiyecek biçimde yavaş yavaş düşürerek (fade-out) müziğimizi bitirmek istiyoruz.Bunun için müziğimizi bir Audio Editor ile açıp sonuna dilediğimiz miktarda fade-out uygularız.Tabiiki editing sadece bunlar ile sınırlı değildir.Fakat yazılanlardan yola çıkarak tahmin yürütebilir,"acaba bu işlem editing işlemimi?" diyerek takıldığınız yerler olur ise sorabilirsiniz.


    SES

    Belirli bir frekanstan ve onun uyumlarından (harmoniklerinden) oluşan,bir nota ile belirlenebilen veya pek çok uyumsuz gürültülerden ibaret her titreşim bu terimle ifade edilir.Buna göre,belirli hava molekülleri ve titreşimleri ile insan kulağını uyaran fiziksel olaya ses denir.

    FREKANS

    Ses dalgalarının bir saniye içerisindeki tekrar (devir) sayısına frekans denir.Frekansın birimi (Hz)Hertz'dir.İnsan kulağının duyabileceği seslerin 20hz ile 20khz arası olduğu,bu frekansın altındaki veya üstündeki seslerin insan kulağı tarafından duyulmadığı düşünülür.Frekans genel tablosu aşağıdaki gibidir:

    Çok kalın sesler I----------I 16Hz - 100Hz

    Orta kalın sesler I----------I 100Hz - 400Hz

    Orta sesler I----------I 400Hz - 1600Hz

    İnce sesler I----------I 1600Hz - 6400Hz

    Çok ince sesler I----------I 6400Hz - 20000Hz

    Hertz terimi binli rakamlar ile katlandıkça "hertz-kilohertz-megahertz-cigahertz" olarak ifade edilir.

    Örneğin: 20000hz=20khz(kilohertz)


    DESİBEL

    Algılanan ses şiddeti yada gürültü şiddetinin birimidir.Duyulanma,uyarmanın logaritması ile değiştiğinden,ses şiddetide dB cinsinden logaritmasal olarak değişir.Örnek vericek olursak,bir gürültü kaynağı bllir bir uzaklıktan,bulunduğunuz yerde 50dB olarak duyuluyor ise,aynı koşullarda ve aynı güçte :

    2 gürültü kaynağı 53dB
    4 gürültü kaynağı 56dB
    8 gürültü kaynağı 59dB

    -düzeyinde bir algılamaya neden olur.desibelin hesaplanması çeşitli formüller ile yapılır.

    SES BASINÇ DÜZEYİ

    Titreşen hava molekülleri ya da bu titreşimlerin neden olduğu ufak hava basınçları kulak zarını uyarır.Duyulanma,uyarmanın algoritması gibi değiştiğinden,algılanan ses düzeyide bununla doğrudan bağlantılı olarak değişir.Bu logaritmasal büyüklüğe ses basınç düzeyi denir.Birimi Desibel (dB) dir.

    GÜRÜLTÜ(NOISE)

    Aralarında herhangi bir uyum olmayan ve pek çok frekanstan oluşan sese gürültü denir.Bir başka değişle "tek bir nota ile taklit edilemeyen" seslerdir.Bu terim "yapı akustiği"nde,istenmeyen ses olarakta kullanılır.Bu anlamda örnek vericek olursak;çok uyumlu notalar ve harmoniklerinden oluşan bir müzik,telefonla konuşan biri için gürültü niteliği taşır.

    BEYAZ GÜRÜLTÜ(WHITE NOISE)

    İçerdiği tüm frekanslarda aynı enerjiyi taşıyan gürültüye beyaz gürültü denir.Bu gürültünün spektrumu,frekans eksenine paralel bir doğrudadır.

    PEMBE GÜRÜLTÜ(PINK NOISE)

    Ses her bir oktav yükseldiğinde frekansı iki katına çıkar.Mesela 50hz'nin bir oktav üstü 100hz'dir.400hz'nin bir oktav üstüde 800Hz'dir.Buradanda anlaşılacağı gibi frekans yükseldikçe oktav aralıklarında daha fazla frekans bulunur.Beyaz gürültüde her frekansta eşit enerji vardır ama oktavda eşit enerji yoktur.Beyaz gürültüde yüksek frekanstaki oktav aralıkları daha çok enerji içerir.Pembe gürültüde ise,akustikte bellibir biçimde belirlenmiş olan tüm oktav aralıklarında eşit enerji vardır.Yani alçak frekanstan,yüksek frekansa doğru,frekans başına düşen enerji giderek azalır.

    Başlık: Acapella Kullanımı
    Gönderen:fortyfive
    Kaynak: TIK

    Sözlü parçaların remixleri onların acapella ları ile yapılır (bkz: acapella ). Acapella parçanın müziksiz hali demektir ve remix; acapella alınıp ona uygun yeni müzik yazılması yoluyla ya da ona uygun bpm de başka parçanın instrumental i eklenmesi yoluyla yapılır. Burada ben size başka parçanın instrumental i eklenmesi olarak anlatacağım. Müzik yazarsanız aynı şekilde onu da eklersiniz..


    1- Acid programını açıyoruz. Remix ini yapacağımız parçanın orjinal halini ve acapella sını iki kanal olarak Acid'e ekliyoruz.






    2- Sözleri önce göz kararı ile üstüste getirmeye çalışıyoruz. Ardından yapabildiğiniz kadar zoom yapıp yakından bakarak harf harf üst üste getiriyorsunuz.






    3- Parçanın geçiş yerlerinde, intro da veya outro da boş kısımlar olur bunlara bakarak iyice milisaniyeler düzeyinde üstüste getirin. Yoksa bu size hafif yankı şeklinde geri dönecektir.






    4- Parçanın üstüste geldiğinden emin olmak için bir kere baştan sona dinleyin. Eğer emin olduysanız solda kanal özelliklerinde Volume yazan yeri Pan şekline getirin.






    5- Acapella yı bir tarafa, orjinal parçayı bir tarafa atın. İsterseniz emin olmak için kulaklıkla bir kez de bu şekilde dinleyin.






    6- Projenin bu haliyle mp3 olarak çıktısını alın.






    7- Daha sonra Atomix Mp3 programını açın ve bir kanala iki sesli olarak kaydettiğimiz mp3 dosyasını diğer tarafa üreteceğimiz parçanın müziği olacak instrumental i yükleyin. Şimdi iki sesli dosyanın pitch i ile oynayarak yukarıdaki grafiksel gösterimler denk olacak şekilde (düşük bpm de çalışıyorsanız eşit olmazlar ancak denk olurlar) ayarlayın. Programın kendi bpm göstergesini ancak 120'den sonrası için kullanın çünkü düşük Bpm lerde gerçek değeri göstermiyor.






    8- Baştan sona çalın emin olun bpmler aynı gittiğinden. Bu sırada sesi komple kapatın çünkü çıkan ses hiç te hoş olmayabilir, neticede iki parça üstüste çalıyor olacak. Emin olduktan sonra crosfader ı komple sağa çekip parçayı çalın ve kaydınızı yapın. Burada yine aynı iki kanallı ses dosyasını uygun bpm de tekrar kaydetmiş oluyoruz, instrumental ile mixleyip kaydetmeyin. Bu sırada gidin bir kahve yapın kendinize geri gelin sonra.






    9- Acid i tekrar açıp bir kanala instrumental i yüklüyoruz ve bir kanala da bpm ini denk olarak hazırladığımız yeni çok sesli dosyamızı yüklüyoruz.






    10- Yine başta acapella ve orjinal parçaya yaptığımız gibi zoom yaparak denk getiriyoruz. Burada artık gerisi orjinalliğinize kalmış. Mezurlara dikkat ederek müziğini kullanacağımız parça ile sözünü kullanacağımız parçayı üstüste getiriyoruz. Bunun üzerinde çalışırken hoparlörlerinizden 2 kanallı dosyada müzik olan kanalın kablosunu çekin öyle çalışın. Bizim amacımız sesleri grafik olarak denk getirip ses almak. Aralara geçişlerde efect sesleri, insan sesleri vs ekleyebilirsiniz. Dediğim gibi yaratıcılığınıza kalmış.






    11- Şimdi projeyi olduğu gibi kaydedin ve Cool Edit Pro porogramını açın ve orjinal parçanın müziğinin olduğu az önce duymamak için hoparlörümüzü kapattığımız kanalı seçin.






    12- Ve Delete e basarak silin veya yukarda Effects ten Silence a tıklayın.


    Gerçek boyutundan [ 750 x 650 ] 93% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınız




    13- Instrumental ve acapella ile birlikte bulunan diğer kanalı seçin.


    Gerçek boyutundan [ 750 x 650 ] 93% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınız





    14- Boş kanala Yapıştırın.


    Gerçek boyutundan [ 750 x 650 ] 93% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınız





    15- Parçayı Farklı Kaydedin.


    Gerçek boyutundan [ 750 x 650 ] 93% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınız





    16- VE İŞİN EN KEYİFLİ KISMI PARÇAYI WİNAMP TA AÇIP İŞTE BUNU BEN DERLEDİM DİYİN


    Gerçek boyutundan [ 750 x 500 ] 93% oranında küçültüldü - Tam boy görmek için tıklayınız





    Peki neden bunca zahmete katlandık ve doğrudan atomixte bir kanala acapella bir kanala instrumental yükleyip beraber çalıp kaydımızı yapmadık derseniz: Bpm dengesini tutturmak için çok çalışmış olurduk ve çok sade boş bir proje olurdu.

    Bu halde aralara geçif efect leri ve başka sesler de eklemiş olduk. Yukardaki Programlarda Atomix Mp3 ten kastım herhangi bir beatmach i olan dj simulasyon yazılımı, Acid den kastım herhangi bir wave sıralama programı ve Cool Edit Pro dan kastım herhangi bir ses düzenleme programıdır. Aynı mantıkla kendi yaptığınız müziği de bu acapella ile kullanmanız bu şekilde olur. Hatta yapabileceğiniz başla bir şey de instrumental parçaya değişiklikler uygulamak (geçişlere flanger vs vererek) veya drum looplarla parçaya zenginlik katmaktır. Ya da birden fazla acapella kullanarak birden çok artist in parçasını tek parça üzerinde birleştirmek yaratıcı olabilir. Fakat buna "remix" demek ne derece etiktir dj lik ve prodüksiyon açısından orası tartışılır..


    Örnek olarak bu yolal yapılmış bir parça : RapidShare Webhosting + Webspace


    Seskartı Alırken

    Bu yazıda özellikle amatör ve yarı profesyonel sınıfına giren seskartlarında dikkat edilmesi gereken başlıca özellikleri anlatacağım.

    Giriş/Çıkış özellikleri ?

    Kartların giriş/çıkış özellikleri başlıca 3 gurupta toplanır,analog,dijital ve MIDI.

    Analog ?

    Bu giriş/çıkışlar seskartlarına line/mic gibi yöntemlerle giriş/çıkış yapmada kullanılır.Kartların açıklamalarında verilen bilgiler önceki senelerle mukayese edildiğinde yanıltıcıdır,eskiden üreticiler sadece analog kanalları baz alarak 8/8,16/16 gibi model rakamları verirlerdi artık bu 3 gurubu toptan sayarak veriyorlar örneğin M-Audio Firewire 1814 modelinde 8 analog giriş 4 analog çıkış bulunur gerisi dijital ve MIDI giriş/çıkışları simgeler yani çok kanalları kart alırken model numaralarına aldanmamak gereklidir.

    Kaç Kanal Analog Giriş Olmalı ?

    Bu tamamen kartın kullanım amacıyla orantılıdır.Aynı anda birden fazla enstrüman kayıt edilecekse,kayıtta 4-5 Mikrofon kullanılacaksa kartınızın 4-8 girişe sahip olması gereklidir profesyonel bir ortam içinse minimum 8-16 civarı giriş olmalıdır.Eğer evde hücum kayıt yerine (aynı anda çoklu kanal kaydı) gitar + şan gibi 1-2 kanal gerektiren kayıtlar yapacaksanız bu girişlere ihtiyacınız olmayacakdır,bu durumda çok kanallı kartlara ekstra ücret ödemek de hata olur.

    Kaç Kanal Analog Çıkış Olmalı ?

    Bu çıkışlar kayıt esnasında enstrümantalist ve vokalistlere monitör amaçlı kullanılabilir,her kişiye verilecek kulaklık için ayrı bir çıkış gerekir çoklu çıkışın amaçlarından biri budur.Diğer bir kullanım şekli ise kayıtların miksinin harici bir mikser üzerinden yapılması içindir bu durumda kayıt kanallarının ayrı ayrı miksere gönderilmesi görevini bu çıkışlar üstlenir.Bu durumda eğer mikserden miks yapmak istiyorsanız veya profesyonel bir kayıt yapmak istiyorsanız bu çıkışlar gereklidir aksi takdirde miksi bilgisayarda dahili olarak programlara yaptıracaksanız çoklu çıkışlara da ihtiyacınız yok demekdir.

    Dijital ?

    Kartın harici dijital anfi,kayıt aleti,başka bir seskartı gibi aletlerle sayısal veri iletişimi için kullanılır.Bunlar ADAT,AES-EBU,S/PDIF gibi farklı yöntemlerdir.ADAT Alesis'in geliştirdiği ve hala kullanılan harici çok kanallı kayıt cihazıdır eğer elinizde bir ADAT varsa ve kayıtları seskartına/seskartından yollamak/almak istiyorsanız bu özellik olmalıdır.AES-EBU da daha çok sampler'larla iletişimde kullanılır,S/PDIF ise içlerinde en yaygın olanıdır özellikle dijital anfilere kayıpsız ses iletme amaçlıdır.

    MIDI ?

    Klavyenizi (Org/Keyboard) ve MIDI destekli aletlerinizi bilgisayardan kontrol etme amaçlıdır bu sayede çaldıklarınızı MIDI mesaj olarak kayıt edebilir gitar efekt aletlerindeki tonları aktarabilir veya değişkenleri/*****'leri kontrol edebilir/değiştirebilirsiniz.



    Bit/Hertz ?

    Bit sayısal kodlama çözünürlüğü,Hertz frekans sayısını belirtir.Bu değerler ne kadar yüksek olursa mantıken daha temiz kayıtlar yapılabilir.Günümüzde maksimum 32bit Float/192Khz kartlar bulunmaktadır lakin 32bit teknolojisinin pratikde aslında 24bit'den pek farklı olmadığı yönünde söylentiler vardır.Bugün bir kart alınacaksa minimum 24/96 desteği olmalıdır.Yeni yeni yayılmaya başlayan 24/192 teknolojisi pratikde henüz emekleme aşamasındadır çünkü bit/hertz ne kadar yükselirse dosya boyutları o oranda artmakta ve sistemleri zorlamaktadır geleceği düşünmek adına 24/192 bir kart almak 24/96'dan daha mantıklıdır.

    Konvertörler ?

    Kartların analog/dijital (A/D) dönüşümlerini konvertörler yapar.Kayıtlarda analog sinyal kartta konvertöre gelir ve sinyal bu çiplerle dijital'e dönüştürülür.Bilgisayardan müzik dinlerken ise bunun tam tersi yapılır dijital veri analog sinyale dönüştürülür (D/A).Tüm kartların kayıt kalitelerini belirleyen 2 püf noktasından biri bu çiplerdir (diğeri preanfi).

    2/2 (2 analog giriş/2 analog çıkış) kartlarda tek (stereo) konvertör bulunur daha yüksek giriş/çıkışlı kartlarda her 2 kanal için birer konvertör vardır.Her konvertör tek sinyal işleyebileceğinden çoklu kanal giriş/çıkışı olan kartlarda kanal adedine göre çok sayıda konvertör bulunur bu sayede her kanal birbirinden bağımsız olarak ayrı konvertörler sayesinde ayrı çıkışlara yönlendirilebilir.Örneğin elimizde Audigy ve Motu 24 I/O kartları bulunuyor,Audigy ile 2 kanal (mono) kayıt yapıp 2 kanal dinleyebilirken Motu ile 24 kanal yapıp 24 farklı kanaldan dinleyebiliriz...kartların kaliteleri/preanfileri gözardı edilirse Motu tek başına 12 adet Audigy'nin yapacağı işi yapmaktadır.

    Konvertörlerin teknik anlamdaki üstünlüğünü dinamik sahaları belirler.Dinamik saha,o konvertörün algılayabileceği en düşük sinyal demekdir,haliyle ne kadar düşük sinyalleri yakalayabiliyorsa o kadar temiz kayıt yapıyor anl***** gelir.Bu değerler dB cinsinden ölçümlenerek kartların özelliklerinde belirtilir.Günümüzün kartlarında dinamik saha 90-120dB arası değişir yani 120dB gibi düşük volümlerdeki sesleri yakalayabilirler bu değerlerdeki 3-4dB'lik fark bile önemli sayılır.Almayı düşündüğünüz kartlarda bu özelliği karşılaştırıp hangisinin mantıken daha iyi kayıt yaptığını anlayabilirsiniz örneğin Maya 44 USB 85dB,M-Audio 192 PCI 113dB,EMU 1820M 120dB...yani en temiz kayıdı 1820M yapıyor gibi düşünülebilir.

    Dinamik saha'nın yüksek olması kesin olarak daha iyi kayıt yapıldığına işaret olmayabilir.Konvertörlerin kendilerine has karakterleri vardır bunları anlamak hiç de kolay değildir bu yüzden kulağınıza güvenemediğiniz durumlarda dinamik saha'yı baz almak mantıklı bir yöntemdir.Bu değerleri de line ve mic girişlerine göre farklı değerlendirmek gerekir mic girişi olan preanfili kartlarda 5-15dB civarında düşük olacakdır.

    Preanfi ?

    Preanfi düşük sinyal çıkışlı enstrümanların/aletlerin yeterli sinyal seviyelerine yükseltilmeleri amacıyla kullanılır.Mikrofon,elektrogitar,elektrobağlama gibi preanfiye ihtiyaç duyulan kaynaklarda preanfi kullanılmazsa çok düşük sinyal alınır ve bunlar preanfi olmadan ses çıkartmaz ve haliyle kayıt edilemezler.Bunun yanında klavye,efekt aletleri gibi kaynakların farklı güçlerde preanfileri bulunur bu yüzden preanfisiz kartlara sorunsuz olarak kayıt edilebilirler hatta preanfisi olan bu aletlerin kartların preanfileriyle kayıt edilmesi yanlışdır,kartların linein girişlerinden kayıt edilmelidirler.Eğer mikrofonla kayıt yapılacaksa ve mikser,harici preanfi gibi aletlerle bu sinyal yükseltilemeyecekse alınacak seskartında mutlaka preanfi olmalıdır.

    Latency ?

    Gecikme (latency) kartların bilgisayarda/kartta işlenmiş ses verilerinin ne kadar çabuk analog sinyale dönüştürülüp duyacağımız gecikme süresini belirler.Günümüzde en basit kartlar bile 2-3ms gecikme ile sesi verebilirler lakin gecikme sadece kartın becerileriyle alakalı değildir.Bu durum kartın sürücüleri ve sistemin performansıyla da alakalıdır.Birçok kart kendi ASIO sürücüsünü kullanır ki bu en hızlı sürücüdür,bunun yanında MME ve WDM gibi diğer sürücüler ASIO'nun 3-10 katı arasında gecikmeli ses verebilirler.Gecikme ayarlarındaki sorun sistem ve kartın yetişemediği zamanlardaki ses kesilmeleri ve deformasyon problemleridir.Bunun sebebi ses verilerinin kartlara yollanmadan evvel işleniş biçimleridir.Örneğin 1-2 kanal kaydın verilen efektlerle 1-2ms gecikme ile düzgün duyulabilmesine rağmen 8-10 kanala çıktığında bozulmaların olmasıdır,bozulmalar kanal sayısı,sanal enstrüman sayısı,efekt sayısıyla doğrudan orantılıdır yani CPU ve RAM'e binen yük bu kadar işlemin,bu kadar kısa sürede yapılmasına imkan sağlamıyorsa deformasyonlar kaçınılmazdır.Çözüm için ya sistem rahatlatılmalı,az kanal,az enstrüman,az efekt kullanılmalı ya da daha yüksek gecikme ayarlarıyla çalışılmalıdır.

    Direct Monitoring ?

    Direkt mönitör,seskartına giren sinyalin bilgisayarın CPU tarafından işlenmeden kendi DSP'sinde işlenerek direkt çıkışa verilmesidir.Bu sayede A/D konversiyona uğrayarak dijitale dönüşen ses sinyali D/A konversiyonuyla gecikmesiz olarak verilebilmektedir.Bu sayede kayda girecek olan sesi gecikmesiz duyabilmemize rağmen sequencer/wave (Cubase,Logic) programlarındaki efektleri duyamayız.Bilgisayarda kullandığımız software tabanlı efektleri (Waves,TC) gerçekzamanda kayıt esnasında duyabilmemiz için bilgisayarın CPU'sunun devreye girmesi gerekir bu durumda Direct Monitoring yapılamaz ve kartın ASIO,MME,WDM gibi sürücülerinde ayarlanmış gecikmeyle duyulur.Gecikmesiz efektli mönitör verebilen kartlarda DSP efekt işlemcileri bulunur bu sayede CPU ve sürücüler kullanılmadan tamamen kart üzerinde işlemden geçen ses gecikmesiz verilebilir.Direk mönitör verebilen kartlarda bu özellik "hardware mixer" veya "DSP mixer" şeklinde belirtilir bu özellikler yoksa o kart ancak sinyali CPU'da işleyerek geri verecekdir.

    DSP ?

    Digital Sound Processing (dijital ses işlemcisi) kartlara direkt mönitör,gerçekzamanda gecikmesiz onboard efekt ve CPU'ya alternatif güç özelliği kazandırmak için kullanılır.DSP tek başına bir işlemci olduğundan bilgisayarın CPU'sunu kullanmaz bu sayede gecikme yapmaz.Ucuz kartların çoğunda DSP direkt monitör verme amaçlı kullanılır.Bunun yanında daha özellikli kartlarda onboard efektler için de kullanılır örneğin Audigy,SBLive,EMU gibi kartlar DSP sayesinde efekt verebilir,soundfont kullanabilirler (EMU için EmulatorX platformu).Creamware Pulsar/Scope/XTC gibi kartlar efekt,monitör,kendi enstrümanları ve VST,VSTI gibi software efekt ve enstrümanlarını kendi DSP'lerinden kullandırırlar.Tüm bunların yanında seskartı özelliği olmayıp sadece DSP gücü sağlayan kartlar da bulunur.Bu kartların amacı seskaydı yapmak/çalmak değil müzik yaparken kullandığımız CPU gücünü kendi üzerlerine almakdır bu sayede CPU'yu kullanmadan 2000Mhz işlemciye eşdeğer bir gücü bu kartlar üzerinden sağlamak mümkün olmaktadır. (TC Powercore,UAD)



    Özetle....

    Bahsettiğim her özellik fiyat artışı demekdir,özellikle kanal sayısı önemli etkendir.Ev kullanıcıları için 24/96-24/192,2 analog giriş/çıkışlı,preanfili ve direkt monitör verebilen 100dB civarlarında dinamik sahası olan bir kart yeterli olacakdır.Profesyonel uygulamalar için ise 8-16 analog giriş çıkışı,kaliteli preanfileri,110-120dB civarında dinamik sahası olan,ADAT,AES-EBU gibi arabirimleri olan ve genişletmeye müsait (aynı karttan 2-3 adet kullanılabilen) bir kart yeterli olacakdır.

    Tavsiyeler....

    Kriterleri fiyat/performans açısından değerlendirdim.

    Preanfisiz Kartlar ;

    EMU 0404 ve 1212M (E-MU Systems - Established 1971 - Emulator X3, Proteus X2, PCI & USB Audio/MIDI Interfaces/MIDI Controllers , www.blmuzik.com )

    M-Audio PCI 192,24/96 PCI,Delta 410 (M-AUDIO , COMPEL )

    Preanfili kartlar ;

    RME Fireface 800 (RME: Home)

    Presonus Firepod/Firebox (PreSonus , COMPEL )

    EMU 1820M (E-MU Systems - Established 1971 - Emulator X3, Proteus X2, PCI & USB Audio/MIDI Interfaces/MIDI Controllers , www.blmuzik.com )

    M-Audio Firewire Solo,1814,410,Delta 10/10 PCI (M-AUDIO , COMPEL )

  2. #2
    fecir06 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    fecir06 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Yeni Üye

    Standart Cevap: Bunları okumalısınız 2

    Teşekkürler makbule geçti gerçekten..


Kullanıcılar bu sayfayı şu kelimelerle buldu:

cool edit proje kaydetme, cool edit ses düzenleme, muzik editin ne demek, müzikte edit ne demektir, cool edit sesi kısarak bitirmek, müzikte edit nedir, creamware vs rme, cool edıt pro 21 proje nasıl kaydedılir, sf2 ses kısaltma, 4 işlemden ibaretin karaoke, cool edit pro nasıl ses duzenleme yapılır, vokal tonunu yumuşatmak için plugin cubase pro tools, cool edit 21 de sample rate kaç olmalı, cool edit pro ses uzatma, pro tools a disardan waw ekleme
Müzisyen ilanları

Benzer Konular

  1. Mix-Mastering'e başlarken bunları okumalısınız!Mix-Mastering'e başlarken bunları okumalısınız!

    Başarı eğitimden geçer düşüncesiyle bu bilgileri buraya aktardım bunları okuyup anlamalısınızki doğru programı, doğru plugin'i doğru yerde kullanmalısınızki bişeyler çıksın, Bilginiz yoksa iyi şeyler çıkaramassınız ezber bir yana eğitim önemlidir. Üşenmeden okuyun derim. Bu bilgileri paylaşan Ahmet SÖNMEZ hocamıza teşekkürler. :ka19: Başlamadan Önce Öncelikli bilmeniz gerekenler: 1)Software’de başarıya ulaşmak için çok zaman...
  2. Bunları yapan post-it mi?Bunları yapan post-it mi?

    21. yüzyılın küçük ama önemli buluşlarından biri post-it. O küçük, yapışkan not kağıtlarına marketten alınacaklar, telefon numaraları, önemli tarihler yazılır. Ama bu fotoğrafları görmeseydik post-it'lerin bir el sanatına dönüşeceğini belki de tahmin edemezdik. Devamı...
  3. Bunları Biliyor Muydunuz?Bunları Biliyor Muydunuz?

    Bazı gerçekler şaşırtıcıdır... Devami...
  4. Bunları uygula 100 yıl yaşa!Bunları uygula 100 yıl yaşa!

    İşte daha uzun yaşamak ve genç kalmak için öneriler.... Devami...
Konu Puanlaması 5 üzerinden | Toplam : 0 kişi